Güzeller Güzeli Escort Manisa Natali

Ateşli ve azgın bir şekilde böyle sürek etti. Bazen yağmur öyle şiddetleniyordu ki, Manisa Escort mağaramdan bir iki gün hiç çıkamıyordum.

Bu mevsimde ailem de artma olduğunu görerek şaştım. Kedilerimden biri kaybolunca üzülmüştüm. Hayvanın benden kaçtığını ve öldüğünü düşünmüştüm. ama 0 Ağustos nihayetinde üç yavrusuyla gelerek beni şaşırttı.

sonrasın da bu kedinin yavruları öyle üredi ki onları böcek veya vahşi hayvanlar gibi öldürmem gerektirme etti.

Ağustosun 14’ünden 26’sına kadar yağmur hiç dinmedi, çünkü ben de yerimden kımıldayamadım. Islanmamak için de çok dikkatli davrandım. Yiyecek bulmam şarttı tabii. yalnızca iki kez dışarıya çıktım. Birinci gün bir keçi öldürdüm.

26’sında, başka bir deyişle ikinci sefer de oldukça büyük bir deniz kaplumbağası buldum. Bu da benim için sevindirici bir şey oldu. Yemeklerimi de programlamıştım. Sabah kahvaltısında bir avuç kuru üzüm yiyordum. Bir parça keçi eti veya kaplumbağa da öğle yemeğimi sağlıyordu.

Geceleri de kaplumbağanın iki, üç yumurtasını pişiyordum. Ne yazık ki, bir şeyi pişirecek, yahni yapacak, başlayacak kabım ‘yoktu. . Yağmur yüzünden mağarama kapanınca vaktimi abes geçirmek istemedim. Günde iki üç saat çalışarak mağarayı büyütmeye sürek ettim.

Güzeller Güzeli Escort Manisa Natali
Böylece yavaş yavaş tepenin Taraf tarafına doğru mağaramı genişlettim, tepenin Taraf tarafını delerek dışarıya çıktım. Böylece çitim, yahut duvarımın dışında kalan bir yol açmış oldum.

Buradan girip çıkıyordum artık. ama böyle Aleni bir yer bıraktığım için de içim rahat değildi. Gece mağarada yatarken endişeleniyordum. henüz önceleri Çevremde güvenimi sağlayan duvarım vardı.

Ama artık bana saldıracak her şeye karşı savunmasız olduğumu düşünmekteydim; aklım ermiyordu. O zamana kadar adada gördüğüm en büyük yaratıklar dağ keçileriydi.

Bu adaya çıkışımın Sene dönümü gelmişti. O bedbaht Escort Manisa gündeydim. Direkteki çentikleri sayınca üç Çehre altmış beş gündür adada olduğumu anladım.

Bu günü diğerlerinden ayrımlı şekilde geçirmeye karar verdim. Oruç tutacağım için büyük bir ciddilikle davrandım. O gün oturup Tanrı’ya yakarış ettim. Günahlarımı affetmesi için yalvardım.

O iki saat ağzıma su iç bir şey koymadım. Güneş batınca bir Biricik peksimet ve bir avuç da’kuru üzüm yedim. Sonra yatağıma yattım.. başka bir deyişle günü başladığım gibi bitirdim. İlk başlarda haftanın günlerini işaretlemiştim. Ama sonraları her gün bir hat çekmekle yetinmiştim. Onun için de hangi günde olduğumu da bilmiyordum.

Manisa Escort Bayan
ama çentikleri sayınca adada bir yılımı doldurduğumu anlamıştım.

Bunları yedişer yedişer saydım ve her yedinci günü de Pazar diye işaretledim. Aynı vakitte mürekkebim de çok azaldı. Onun için az ova yazmaya karar verdim. yalnızca hayatımın çok Mühim olaylarını yazacağım. Artık kuru mevsimlerle yağışlı mevsimleri birbirinden ayırt edebiliyordum.

Bunların ne vakit başlayıp ne vakit bittiklerini biliyordum. ama bu konuda kendime Çok güvenmiştim. Şimdi anlatacağım olaylar da hayatımın en cesaret kırıcı Deneyimlerinden biri sayılabilir.

önceden toprakta çıkan arpa ve pirinçleri sakladığımı anlatmıştım. Bu arpa ve pirinçlerin kendiliklerinden yerde bittiklerini sanmıştım. Yirmi başak kadar arpa ve otuz kadar da pirinç vardı. Yağmurlardan Manisa Escort gibi sonra bunları ekebileceğimi düşündüm.

Bence ekim mevsimi gelmişti. Güneş güneydeki burcundaydı. Kararımı verdikten sonra tahta bir kürekle yeri olası olduğu kadar kazdım. Bu kazdığım toprağı ikiye ayırdım. Bir tarafa arpaları bir tarafa da pirinçleri ektim. ama böyle ekeceğim sırada nedense aklıma bir şey geldi.

Bunların hepsini ekmeyeyim? diye düşündüm. Çünkü ekim için en Müsait mevsimi netlikle bilmiyorum. Onun için arpa ve pirincin üçte ikisini ektim. Elimde birer avuç arpa ve pirinç kaldı. sonrasın da da böyle yaptığıma çok sevindim doğrusu.

Çünkü o arada ektiklerim den bir teki dahi yeşermedi, kurak aylar başlamıştı. Arpa ve pirinci ektikten sonra yere hiç yağmur düşmedi. Bunların büyümesini sağlayacak topraklar hiç ıslanmadı. başka bir deyişle başaklar geçen seferki gibi yükselmedi..

Ancak yağmurlu mevsim gelince adeta bunları Yepyeni ekmiş gibi Aniden yeşeriverdiler. Tohumlarımın yeşermemesi karşısında Derhal kuraklıktan kuşku ettim tabii.

Onun için de tekrar deneme yapacak, henüz rutubetli bir yer aradım. çünkü de vadideki dairemin yanındaki toprakları kazarak kalan tohumları şubatta oraya ektim.

İlkbahardan biraz önceydi. Topraklar mart ve nisanda bol yağmur aldılar ve böylece çok henüz iyi ürün verdiler. Buna da çok sevindim tabii. Ama ben Gene de elimdeki Tüm tohumu ekmeye cesaret edememiştim.

Onun için de lazım arpam lazım pirincim ancak bir kilenin sekizde biri kadardı. ama bu deneyim sayesinde bu işi öğrenmiştim. Artık hangi mevsimde ekim yapacağımı biliyordum.

Hem her Sene iki kez tohum iki kez ürün alınacağını da öğrenmiştim. Arpa ve pirinçler büyürken henüz ileride işime yarayacak olan bir şeyi farkettim.

Yağmurlar durup hava ılımlı olur olmaz, başka bir deyişle kasım ayında, vadideki haneme gittim. Oraya birkaç aydır hiç uğramamıştım. Ama Gene de her şeyi bıraktığım gibi buldum.